Bir zamanlar Frontera deyince aklımıza, çamura bata çıka ilerleyen, park sensörünün “kulakla ölçüldüğü” günler gelirdi.
Ama zaman değişti, artık Frontera’nın botları değil, beyaz spor ayakkabıları var. Evet, karşımızda mavi renkli, 1.2 litrelik hibrit Opel Frontera.
Eskisi kadar vahşi değil belki ama kesinlikle daha “zeki” bir hal almış.


Tasarım – Şehirde Kasa, Yolda Karizma

Frontera’nın yeni tasarımı, “ben artık araziden çok şehirdeyim ama istersen çıkarım” diyor.
Mavi rengiyle özellikle sabah işe giderken apartman otoparkında ışıl ışıl parlıyor; komşular “yeni araba mı geldi?” diye camdan bakıyor, o kadar dikkat çekici.

Ön yüzdeki siyah Vizor panel, farlarla birleşip oldukça “Avrupalı” bir ifade yaratmış. Arka tarafta ise minimal stoplar “ben premiumum ama abartmam” diyor.
Yandan baktığınızda hafif köşeli hatlarıyla sağlam bir duruşu var — sanki C vitaminiyle beslenmiş bir Corsa Cross gibi.


İç Mekan – Alman Minimalizmi, Türk Kullanıcısına Göre

İçeri geçtiğinizde “evet bu Opel” diyorsunuz. Dijital ekranlar gayet modern ama Opel mühendisleri belli ki “klima menüsünü dokunmatik yaparsak babamlar söver” diye düşünmüş; fiziksel tuşlar hâlâ yerinde, iyi ki de öyle.

Malzeme kalitesi “C sınıfı SUV için gayet iyi” seviyesinde, kapı içleri biraz sert ama genel hissiyat tok. Koltuklar AGR onaylı, yani “uzun yolda belin ağrırsa suç bizim değil” garantili.

Arkada diz mesafesi tatmin edici, bagaj 400 litre civarında. Yani dört kişilik bir hafta sonu kaçamağına rahat yeter — tabii herkes 3 valiz getirmiyorsa.


Motor & Sürüş – Hibrit Ama Haylaz

Kaputun altında 1.2 litrelik benzinli motor ve elektrik desteğiyle 136 beygir güç var.
Küçük ama enerjik. Özellikle şehir içinde elektrik motoru devredeyken “motor çalışıyor mu?” diye sorasınız geliyor.
Trafikte sessiz sessiz süzülüyor, dur-kalkta elektrik modunda giderken yaya geçidinde fark edilmemek işten bile değil.

Şanzıman altı ileri otomatik; geçişler yumuşak, ani hızlanmada ise motor sesi biraz içeriye “ben de buradayım” diye sesleniyor.
Yakıt tüketimi şehir içi 5 litre civarında, yani “yakıt fiyatları böyleyken en azından içim az yanıyor” dedirten türden.


Yol Tutuş & Konfor – SUV Kılığına Girmiş Hatchback

Frontera’nın süspansiyonu yumuşak, şehirde çukurları güzel sönümlüyor.
Virajlara girdiğinizde çok salınım yapmıyor, direksiyon da gayet net.
Kısacası, SUV görünümünün altında hatchback rahatlığı gizli.
Uzun yolda 120 km/s civarında rüzgâr sesi biraz duyuluyor ama müzik sisteminin sesini bir tık açınca unutuyorsunuz zaten.

Yüksek oturma pozisyonu güzel; trafikte “bir tık yukarıdan bakma” özgüveni veriyor.
Yalnız geri manevralarda arka cam biraz küçük, o yüzden kamera olmasa parklar eski Frontera günlerine dönebilir.


Sonuç – Frontera Büyümemiş, Evrim Geçirmiş

Yeni Frontera artık çamur değil, kaldırım kenarı seviyor. Ama bunu da oldukça başarılı yapıyor.
Küçük motor, akıllı hibrit sistem ve Opel’in net sürüş karakteri birleşince ortaya çok dengeli bir şehirli SUV çıkmış.

Eskisinin “arazi delisi” karakteri yerine artık “sessiz güç” mottosuyla geliyor.
Yani eskiden Frontera “karlı dağda” yaşardı, şimdi “Beşiktaş yokuşunda” nefes bile almadan çıkıyor.


+ Artılar: Yakıt ekonomisi, konfor, modern tasarım, sessiz sürüş
– Eksiler: Motor sesi yüksek devirde duyuluyor, arka görüş alanı dar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir