Daha önce Gaziantep’te gerçekleşen lansmanına katıldığım ve bir ilk sürüş olarak deneyimlediğim Rifter ile birlikteyim. Rifter hafif ticari bir araç olarak geçiyor olabilir, hatta ruhsatında kamyonet bile yazıyor olabilir fakat içine bindiğinizde segmentine yeni bir boyut getirdiğini anlıyorsunuz. Ticari otomobiller dendiğinde akla ilk olarak her şeyin en basiti geliyor. Tabi bu basitlik algısı kalite algısını da düşürüyor. Peugeot Rifter ise bu duruma doğrudan kafadan dümdüz dalıyor açıkçası. Binek bir otomobilden bekleyeceğiniz her şey fazlasıyla bulunurken, bir de bu kadar geniş yaşam alanı artılar hanesine yazılıyor. Tabi bu durum birazcık üst donanım paketleriyle geçerli kılınıyor. Test aracımızda bulunan en üst donanım paketi GT-Line, Ticari araç algısına bambaşka bir soluk getiriyor.

Daha önce hiçbir ticari araçta yer vermediği bu GT-Line donanım, baz fiyatın üstüne birazcık tuzlu gelebilir. 116.000 TL civarında baz fiyata sahip olan Rifter’ın GT-Line donanım paketiyle fiyat etiketi 150.000 TL civarını buluyor. Yine de bu donanım paketinin Rifter’ı rakiplerinden sıyırdığını söylesem yeridir. Markanın tasarım dili Rifter’da da devam ediyor. Dik panjur, farlarda aslan dişi formu, stoplardaki pençe formu ve GT-Line donanım ile gelen parlak siyah renk ızgara çerçevesi, yan aynalar ve tavan barları Rifter’ı olabildiğince çekici kılıyor. Yine bu donanım ile gelen 17 inçlik çift renkli jantlar da sportif görüntüyü destekler nitelikte.

Kabin fazlasıyla ferahlığın yanında bolca da yaşam alanı sunuyor. Geniş cam yüzeyler ve cam tavan aracın içinde ferah bir ortam yaratırken donanım ile birlikte gelen çoğu detay da kabini olabildiğince modern hale getiriyor. Alışılmışın dışında olan döner buton vites kumandası, tavanın ortasında yer alan ve arkaya doğru uzanan uzun saklama gözü, bagajın tavan kısmında yer alan uçak üst bagajları tarzındaki eşya gözü, geniş kapı gözleri, vites topuzuyla feragat edilen yere gelen kocaman saklama gözü, çift torpido gözü gibi detaylar eşyalar konusunda oldukça bol alan sunuyor. Bütün bunları Peugeot’nun i-cockpit mimarisi ile harmanlanarak sunuluyor olması da kabine şık görüntü kazandıran diğer bir detay. Yine i-cockpit’ten görmeye alışık olduğumuz, fakat bu segmentte ilk kez gördüğümüz küçük direksiyon simidi ve 8 inçlik multimedya ekranı yer alıyor.

Kabinde yer alan bu kadar eşya gözünün yanı sıra Rifter’ın 775 litre ile 3500 litre arasında değişen bagaj hacmi katlanan koltuklar sayesinde uzun eşyaları da taşımanıza olanak tanıyor. İçeride bu kadar kullanışlı detaylar barındıran Rifter’ın bagaj kapağında da kullanışlı bir detay yer alıyor. Dar alanlarda bagaj kapağını tamamen açmanız zorlaşıyorsa, plakalıkta yer alan bir diğer bir tuş sayesinde sadece arka camı da bagaj kapağı gibi açıp eşyalarınıza ulaşabiliyorsunuz. İnce ama büyük düşünülmüş detaylar olarak göze çarpıyor. Ayrıca sürgülü arka kapıların elektrik kumandalı camları da otomobilin pek çok rakibinden ayrılmasını sağlıyor.

Rahat bir sürüş pozisyonuna sahip olan Rifter’ın kabin yalıtımı da oldukça başarılı. Aynı zamanda şehir içi kullanımlar için oldukça konforlu bir araç. Sürüşün bu denli kaliteli olmasındaki bir diğer etken de kesinlikle 8 ileri tork konvertörlü şanzıman. EAT8 adıyla geçen bu şanzıman uzun yol sürüşlerinde yakıt tüketimini fazlasıyla aşağı çekiyor. Sıkışık trafikte de aracı düşük viteste tutmak yerine yüksek viteste tutarak daha düşük devir bandında seyretmesine olanak tanıyor. Çoğu kez akıllı davrandığına şahit oldum. Birçok otomatik şanzıman aynı durumlarda kendini 1. vitese atarak zorlarken, Rifter’da yer alan EAT8 şanzıman 2. veya hatta yeri geldiğinde 3.viteste kalarak akıcı bir sürüş sağlıyor. Bu segmentten bir beklenti olmasa da, paddle shift’ler de isteklerinize gerekli cevapları veriyor.

Kaputunun altında yatan 1.5 litrelik yeni nesil BlueHDI motor, 130 beygir güç ve 300 NM tork gücü üretiyor. Şehir içinde ortalama 5.8 litrelik bir değer gösteren Rifter, uzun sürüşlerde bu değeri aşağı çekmeyi başarıyor. 110 sabit hızda 4.2 litre civarlarını rahatlıkla görebiliyorsunuz. Şanzımanın sarsıntısız geçişleri konforlu sürüşe büyük bir katkı sağlıyor. Performans beklentilerinizi de yeterli seviyede karşılıyor. 10.8 saniyelik 0-100 hızlanma değeri ticari bir araç için makul görünüyor.

Rifter bunca donanım özellikleriyle binek otomobilleri aratmıyor tabi ki bu çok normal. Her ne kadar opsiyonel olarak sunulsa da; Adaptif Hız Sabitleme Sistemi, Aktif Trafik Levhası Tanımlama Sistemi, Aktif Şerit Takip Sistemi, Sürücü Yorgunluk Uyarı Sistemi, Aktif Güvenlik Freni, Akıllı Far Asistanı, kuş bakışı görüntü de yansıtan Visiopark 180° Geri Görüş Kamerası, Kör Nokta Uyarı Sistemi, Anahtarsız Giriş Sistemi, MirrorLink, Apple CarPlay ve Android Auto uyumlu bilgi eğlence sistemi, Kablosuz Telefon Şarjı ve patika benzeri zeminlerde yardımcı Advanced Grip Control gibi özelliklerin büyük bir bölümü hafif ticari araç segmenti için yeni denebilir. Yine de bu donanımların fiyat etiketine koyduğu farkı göz önünde bulundurmak gerek. Yani anlayacağınız hafif ticari kimliğinin dışına çıkma durumu fiyat etiketi için de geçerli. Tıpkı aracın kabininde olduğu gibi.

Keyifli sürüşler.


Fotoğraflar: Erdil ARAS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir