Smart bildiğiniz gibi Daimler-Benz temelli bir marka, ancak temellerinin Swatch’un yaratıcısı Nicolas Hayek’in –evet saat üreticisi swatch- az yakan, çevreye duyarlı, küçük yerlere rahatlıkla park edilebilecek küçük bir otomobil üretmek istemesine dayandığını biliyor muydunuz?

Swatch, Daimler-Benz ile işbirliği yaparak Micro Compact Car adı altında ilk otomobili geliştirmeye 1994 yılında başladı ve 1997 yılında Frankfurt otomobil fuarında ilk defa örtüsünü kaldırdı. İlerleyen sene içinde MCC’in satışına başlandı ancak Hayek içten yanmalı motor kullanılmasından ve satış fiyatının yüksek olmasından dolayı hayal kırıklığına uğradı. Satışlar yavaşladığı zaman Swatch ortaklıktan çekildi, Daimler-Benz Smart’ın mutlak sahibi oldu ve bugün hala Smart Mercedes grubunun bir parçası.

Şimdi incelemesini okuyacağınız Smart Fortwo ise yine bir ortaklığın meyvesi. Renault ile iyi ilişkilerin sonucu ortaya çıkan Smart’ın bir de Renault tarafında kardeşi var, Twingo. Sonuç olarak her iki marka da bu işbirliğinin nimetlerinden yararlanmış ve Smart şu zamana kadarki en iyi örneğine kavuşmuş. Detaylara inince ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

“SMART ARTIK DAHA DİNAMİK DURUYOR”

Her ne kadar göreceli bir kavram olsa da Smart tasarımsal açıdan büyük mesafe kat etmiş. Ezilmiş kurbağa görünümündeki kafa tasarımından kurtulan Smart artık daha dinamik duruyor. Tridion güvenlik kafesini hala gövde renginden farklı tutarak geleneklere bağlı kalan Smart arka tarafa geçtiğimizde büyük stop lambalarıyla yola daha iyi oturan geniş bir otomobil hissi veriyor.

İçeri geçtiğimizde ise oldukça ferah bir iç mekan sizi karşılıyor. Siyah-beyaz trim göze hoş gözükse de beyaz kısımlar kirlendiğinde bunu göstermeye biraz müsait. Gösterge tablosunda çok güzel bir ekran varken multimedyanın 2000’lerde kalması ise biraz boyun büküyor ama kullanımının kolay olması ekranın açığını az da olsa kapatıyor. Klima kontrol ünitesinde derece seçimi yaptığınız kolun büyüteç özellikli olması ve eski radyo frekans ayarlarını andırması ise yüz gülümseten hoş bir özellik.

Diğer hoş bir özellikse her tarafta eşya gözü olması. Büyük kapının getirdiği büyük kapı içi gözü, orta konsolda iki tane bardaklık ve bir raf, hemen koltukların arkasında ne olursa sıkıştırabileceğiniz fileler, anlayacağınız Smart’ın içindeyken hiçbir şey elinizde kalmıyor ve bu otomobili daha da yaşanılabilir kılıyor. Sadece büyük telefonlarınız bardaklığa sığmakta güçlük çekebiliyor ki bunun için de yolcu tarafında çekmeceli bir göz bulunuyor.

“SMART’I ALIR ALMAZ 220 KM YOL GİTTİM VE BENZİN GÖSTERGESİNDEN TEK BİR DİŞ BİLE EKSİLMEDİ”

Tek parça koltuğu ayarlayıp marşa basıyorum ve küçük üç silindirli motor heyecanlı bir şekilde çalışmaya başlıyor. 999 cc atmosferik motor 71 beygir güce ve 91 nm torka sahip. Bu veriler kulağa az gelse de Smart 880 kg ağırlığında bir otomobil, anlayacağınız şehir içinde gayet yeterli geliyor. Bu söylediklerim sizi tatmin etmediyse eğer şehir içinde yakıt tüketimi ortalamasının 4.1l/100km olması otoyola çıkıldığında ise 3.5l/100km’ye kadar düşmesi düşüncelerinizin değişmesini sağlayacaktır.

Az yakmasına şöyle bir örnek verebilirim, Smart’ı alır almaz 220 km yol gittim ve benzin göstergesinden tek bir diş bile eksilmedi -yakıt deposu 35litre- acaba gösterge mi bozuk diye düşündüm ve gazlamaya başladım. En nihayetinde bir diş eksildi de az yaktığına inanıp rahatladım. Testimiz esnasında yakaladığımız yakıt tüketimi değerlerinin, aracın fabrika verilerinden daha da az olması yüzümüzü ayrıca güldürdü.

Smart eskiden olduğundan daha iyi demiştim ve dayanaklarımdan birisini söylemenin vakti geldi; Şanzıman. Eskiden tek kavramalı bir otomatik şanzıman kullanan Smart artık Renault modellerinden alıştığımız EDC adlı çift kavramalı şanzımanı kullanıyor, tabii yeni bir isimle birlikte, Twinamic. 6 vites olan bu şanzıman eski tek kavramalı şanzımana kıyasla bir devrim, hatta bir mucize diyebiliriz. Çünkü eski şanzıman vites değişimlerinde adeta soluklanırdı ve bu kullanıcıyı yeri gelir çıldırtırdı. Şuan Smart ForTwo’da yer alan Twinamic şanzıman ise varlığını hissettirmeden çalışıyor. Düşük devirlerde zaten motor sesi de gelmediği için hangi viteste hangi devirde gidiyorsunuz bakmadan anlamanız çok zor. Sport moduna aldığım zaman da gerektiği gibi yüksek devirde tutarak itaatkar davrandı.

“BU KADAR ÖFKENİN ARASINDA KALMIŞ UFAK BİR TEBESSÜM, GÜZEL BİR MUTLULUK SMART”

Çeviklik, Smart’ın sürüş karakterini anlatan en iyi kelime. Kısa dingil mesafesiyle zaten tepkilerinin hızlı ve direkt olmasını bekliyordum ama otomobilde bulunan Direct-Steer sistemiyle birlikte Smart akıl almaz derecede çabuk yön değiştirebiliyor. Şehir içi trafiğinde bu direksiyon küçük gövdeyle bir araya gelince her an her yere ışınlanabiliyorsunuz ve trafikte sıradan bir otomobille yaptığınızda başkalarına itici gelen hareketleri Smart ile yaptığınızda göze sevimli geliyor, hiçbir şekilde korna ve selektör yağmuruna tutulmuyorsunuz.

Smart’ın diğer bir insanı kendine bağlayan özelliği ise dönüş açısı. Normal otomobillerin iki belki üç manevrada dönebildiği yerleri tek hamlede dönebiliyorsunuz. Gidiş geliş tek şerit bir yolda tek seferde yön değiştirebiliyorsunuz. Bahsettiğim de işte tam olarak bu. Birinden müsade istemeye gerek kalmadan derhal yönünüzü değiştirdiğinizde insanlar size gülümseyerek bakıyor. -bu kadar öfkenin arasında büyük nimet:)- ve Smart’la trafikte zaman geçirmeye alışıp başka bir otomobile geçtiğinizde onunla daracık sokaklardan ufacık aralardan umarsızca geçtiğiniz zamanları özlüyorsunuz.

“YAN RÜZGAR KONTROL SİSTEMİ ADINDA ESP TEMELLİ BİR GÜVENLİK DONANIMI EKLENMİŞ”

Şehir içinde hayat toz pembeyken otobana, şehirler arası yollara çıktığınızda Smart ForTwo birazcık yetersiz hissettirebiliyor. En başta motorun gücü sollamaya çıkmayı epey zorlaştırıyor. Ama bu sorunu 90 beygirlik turbo motorlu bir Smart alarak çözebilirsiniz. Fakat bunun yakıt tüketimini 2 katına kadar etkileyeceğini de göz önünde bulundurmanızı öneririz. Çözülmeyecek olan problem ise gövde tipinden dolayı yan rüzgarlardan fazlaca etkilenmesi. Smart bunun önüne geçmek için “Yan Rüzgar Kontrol Sistemi” adında esp temelli bir güvenlik donanımı eklemiş. Sistem otomobil rüzgardan etkilendiği zaman gerekli tekerlere müdahalede bulunarak otomobilin hep düz gitmesini sağlıyor. Gayet iyi de çalışıyor ama fizik kuralları değişmiyor, her ne kadar otomobil sağa sola dalmasa da çok rüzgarlı havalarda 130-140km/h süratlerde hissiyat bakımından ufak bir tedirginlik yaratabiliyor.

Rüzgara aldırmayın, Smart ForTwo ile rahatlıkla uzun yola da çıkabilirsiniz. 3 litrelik bir yakıt tüketim değeri görüp, küçücük bir arabanın full deposu ile 900+ km yol kat ettiğinizde olanlara inanamayacaksınız.

Yazıyı okuyup bu paragrafa kadar geldiyseniz eğer fark etmişsinizdir ki ben Smart’ı çok sevdim. Birlikte geçirdiğimiz zaman içinde sürekli bir yerlere gitmek, onunla dolaşmak, ufacık ve daracık yerlere park edip çıkmak istedim. İlk bindiğim zaman kapı kollarının, merkezi kilit tuşunun ve dikiz aynası kontrollerinin Clio’dan alınmış olmasına şaşırmış, hatta biraz bozulmuştum ama bir kez çalıştırdıktan sonra önemsiz birer detay olarak kaldılar. Eğer tek başına yaşıyor, genelde tek başına seyahat ediyorsanız, zamanınızın çoğu trafikte geçiyorsa ve biraz da farklı olmak, dikkat çekmek istiyorsanız Smart ForTwo kesinlikle sizin otomobiliniz.

İçinizdeki çocuk kalmış yanı ortaya çıkarıyor Smart. Kesinlikle.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir