Gün geçtikçe blogum için önem taşıyan otomobil sayıları artıyor. Cactus ise kesinlikle en farklı unvanı taşıyor blogumda. Adıma verilen ilk test aracı bir Cactus’tu. İlk kez bir Cactus inceleme yazısı yazmıştım ve romanın devamı ne zaman çıkacak diye dalga konusu olmuştum. O kadar fazla detaydan bahsetmişim ki, herhalde bulunabilecek en detaylı Cactus incelemesi bana aitti. Hal böyle olup da bir önceki neslini incelediğim otomobillerin yeni kasasını incelerken daha iyi hissediyorum kendimi. Tabi ilk nesil Cactus benim aldığım ilk test otomobili olunca, işin tüm hevesiyle 4 günümü arabada geçirmiştim. Yıllar sonra şimdi yeni Cactus ile birlikte tam da doğumgünüme denk gelen bir hafta sonunda İstanbul’dan birazcık uzaklaşmak istedim. Yakın rotalardan birisi olan Ağva tercihini yaptım.

Otomobillerde yer alan karakteristik özellikleri oldum olası sevmişimdir. Segmentine bakmaksızın, segmentine ait, farklı, şık ve kullanışlı karakteristik özellikler taşıyan otomobiller benim için her zaman daha önde olmuştur. İlk nesil Cactus’te ise bu özellikler fazlasıyla vardı. Airbump gibi, koca tuşlarla can bulmuş vites kumandası gibi, -kullanışlı olmasa da- açılmayan arka camlar gibi, minimal km göstergesi gibi, şık bir çantayı andıran torpido gözü ve çanta kolunu andıran kapı tutamaçları gibi, eski amerikan otomobillerindeki gibi neredeyse bitişik olan ön koltuklar gibi gibi gibi.

Yeni neslinde ise bu özelliklerin birkaçı törpülenmiş. Örneğin dış tasarımı oldukça farklı bir boyuta getiren koca airbump’lar yerini neredeyse marşpiye koruması kadar ufak bir konuma bırakmış. Çift hat olarak yer alan ön farlar yine kendini gösterirken sis farlarının etrafını saran çerçeveler Cactus’e güzel bir görünüm kazandırmış. Açılmayan arka camlar özelliğini devam ettirirken Coupe görünümü desteklenmiş. Ayrıca daha karanlık olmaları sportif görüntüye katkı sağlamış. 3 boyutlu bir kontrast oluşturan jantlar ise Cactus’un zıpır tasarım diline hizmet eder nitelikte. Farklı jant rengi seçenekleri de versiyona göre opsiyonel olarak sunulmakta. 9 farklı gövde rengi bulunan Cactus, 31 farklı dış kişiselleştirme kombinasyonu da sunuyor.

Cactus’ün içine geçtiğimizde ise tuşlu vites, neredeyse bitişik olan ön koltuklar gibi özellikler törpülenmiş. Bunlar yerine artık alışkın olduğumuz vites topuzu ve konforlu iki adet ön koltuk gelmiş. Şık bir tasarıma sahip olan ve yukarı doğru açılan torpido gözü, önünüzde düz bir zemin oluşturan konsol, çanta kulpunu andıran kapı tutamaçları gibi Fransız detaylar ise yine mevcut. Minimal ve küçük olan dijital km göstergesi ise tamamen aynı. İç tasarımda vazgeçilen bu detayları ilk nesil Cactus’te oldukça sevmiştim ben. Yani bu tarz karakteristik özelliklere devam edilmesi taraftarı olurdum fakat tasarımcılar benimle aynı fikirde olmamış ne yazık ki. Ortada yer alan 7 inçlik multimedya ekranı kullanışlı ve Apple Car Play özelliği sunuyor. Klima vs gibi özelliklerin dokunmatik ekran içerisine yerleştirilmesinin üstüne, ekranın altında yer alan kontrol ünitesine yerleştirilen klimayı direkt olarak kapatıp açmaya yarayan tuş ise ufak ama kullanışlı detaylardan birisi. Yani örnek vermek gerekirse, otomobili çalıştırıyorsunuz ve tam da park manevrası için geri geri çıkıyorsunuz, o an geri görüş kamerası açılıyor ve klima da aynı zamanda açık bulunuyor. Anlık olarak kapatmak istediğinizde klimaya ulaşamıyorsunuz. Fakat bu tuş sayesinde kolaylıkla klimayı açıp kapatabiliyorsunuz. Seviyoruz seni fiziksel tuş. Seviyoruz seni canlı kanlı bulunan tuş.

Esas yenilikler ise Cactus’ün konforuna ve yol tutuşuna yönelik olan detaylarda. Hidrolik Destekli Süspansiyon Sistemi (Progressive Hydraulic Cushions – Kademeli Hidrolik Destekli Süspansiyon Sistemi) olarak anılan bu sistem segmentinde Cactus’u en konforlu otomobillerden birisi yapıyor kesinlikle. Arka süspansiyonların sesi birazcık içeriye geliyor olsa da ön tarafın darbeleri sönümlemesi adeta uçan halı etkisi yaratma özelliğine hizmet ediyor. Özellikle kasis geçişlerinde bu konforu fazlasıyla hissediyorsunuz. Süspansiyona tam anlamıyla yumuşak demek mümkün olmasa da, sönümleme kabiliyeti oldukça yüksek. Ağva’nın virajlı yollarında ise Cactus’ün yol tutuş becerilerini birazcık sınıyorum. Gövde konforu itibariyle yatmalara ve ağırlık transferlerine yatkın olsa da, alt tarafta tutunmanın olduğunu hissediyorsunuz. Yani gövde yattığı zaman otomobilin yürürü de böylesine gevşek bir karakter sergilemiyor. Direksiyondan herhangi bir his beklenmese de kafadan kayma eğilimleri sürekli zuhur etmiyor. Cactus’ün sahip olduğu güzel özelliklerden birisi de robotize şanzıman yerine Peugeot modellerinden de tanıdığımız 6 ileri tork konvertörlü EAT6 şanzımanı tercih ediyor olması. Zira dizel motorlarda halen bu robotize şanzıman kullanılıyor. Konforu tam anlamıyla pozitif yönde etkileyen şanzıman 1.2 litrelik 3 silindirli benzinli motor ile uyumlu bir şekilde çalışıyor. Uzun yol sürüşlerinde ve önü açık sürüşlerde vites atmayı geciktirmeyen otomatik şanzıman yakıt tüketimine de olumlu katkıda bulunuyor.

Yalıtımı da geliştirdikleri söyleyen Citroen yetkilileri bu konuda da pek haksız sayılmaz. İlk nesil Cactus’ün yalıtım konusunda birazcık zayıf olduğunu söyleyebiliriz. Yeni nesilde ise 3 haneli hızlara çıkana kadar böyle bir sorun pek baş göstermiyor.

Cactus kesinlikle ağır bir otomobil değil. Bunun faydalarını da tabii ki tüketimde görüyor. 1.2 litrelik 110 beygir motor performans olarak bekleneni sunarken, yakıt tüketim konusunda da abartı rakamlar ortaya çıkarmıyor. Uzun yolda ortalama hızların üzerinde Kadıköy’den Ağva’ya giderken 5.6 litrelik bir tüketim değeri yakaladım. Şehir içi kullanımlarım esnasında ise dikkat etmememe rağmen 7.6 litrelik bir değer gördüm ki bence benzinli bir otomobil için kesinlikle makul bir değer bu. Cactus’ün benzinli motorunda da dizel motorunda da manuel seçenek bulunmuyor. Fakat dizel motorlarında halen ETG6 yani Robotize şanzıman yer alıyor. Bundan kaynaklı olarak Dizel motorun ve Benzinli motorun başlangıç fiyatı ve üst donanım paketi fiyatları birbiriyle aynı. 139.400 TL’den başlayan C4 Cactus’ün üst donanım paketi fiyat listesinde 148.900 TL olarak görünüyor. Fakat ben size yine de güncel kampanyalar, hurda teşviki vs gibi indirimli fiyatları markaların kendi resmi sitelerinden takip etmenizi öneririm. Böylelikle daha sağlıklı bilgiler edinebilirsiniz. Malum fiyatlar hiç sabit kalmadığı için böyle bir öneriyi yapmak zorundayız. Citroen C4 Cactus aslında B-Crossover segmentinde gibi görünüyor olsa da, bence konforu ve tüketim değeri ile C-Crossover’a da göz kırpıyor. C-Suv ve C-Crossover segmentinin fiyatları ise artık rahatlıkla 200.000 TL bandını geçiyor olmasıyla C4 Cactus’ün mantıklı geldiği yanlar dikkat çekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir