Seat Ibiza blogum için önemli bir otomobil. Tıpkı Ford Fiesta gibi. Neden diyeceksiniz. Çünkü otomobil blogumu aktif olarak hazırlamaya başladığım günden bu yana haleflerini teste aldığım ilk 2 otomobil bunlar oldu. Hal böyle olunca benim için önemleri ayrı oluyor. Seleflerini de “yeni” oldukları zaman alıp bolca kullanmış olarak geliyorum karşınıza. Gelelim İbiza’ya, konu İbiza. İbiza ise bir devrim. Bir inovasyon. Blogumda önemi olduğu kadar İbiza’nın marka için de önemi büyük. Markanın en eski modeli ve şuana kadar 5.4 milyon gibi bir rakamla en çok satan modeli unvanını taşıyor.

Tasarım olarak abisi Leon’a oldukça yaklaşan İbiza, dikiz aynanızda gördüğünüz zaman abisini fazlasıyla andırıyor. Daha keskin hatların hakim olduğu tasarım dili ise hem arkaya hem de öne oldukça yansımış durumda. 5. nesil İbiza aynı zamanda Volkswagen grubunun MQB A0 platformu üzerinde can bulan ilk otomobil olma özelliğini de taşıyor. Yeni platformun güzellikleri ilk olarak 67 litre artan bagaj hacmine yansımış. 355 litrelik bagaj hacmi ile İbiza bir üst segment ile yarışacak seviyede. Yeni platform küçük sınıf için içerdeki  yaşam alanını oldukça genişletmiş. 4 yetişkin otomobilin içinde rahatlıkla uzun süreli seyahat edebiliyor.

Kabinde ise kalite algısı yukarılara çekilmiş fakat marka politikası gereği Volkswagen’in birazcık gerisinde bırakılan noktalar var. Buna rağmen elinizin ulaştığı çoğu yerde kalite algısı bu segment için yüksek. Ortadaki 8 inçlik dijital ekran kullanışlı. Direksiyon simidi sportif, km göstergesi keskin ve sportif fontları ile Seat’ın sportif ruhuna hitap ediyor. Hatta en beğendiğim analog km göstergelerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Sürüş pozisyonu ise yeterince aşağı alınabiliyor ve görüş açılarında bir sıkıntı yaşatmıyor. Direksiyonun da fazlasıyla derinlik ve yükseklik ayarının olması sayesinde doğru, dik, ve sportif sürüş pozisyonunuzu bulmakta güçlük çekmiyorsunuz. Seat sürücüyü de düşünerek vites topuzunu birazcık daha yukarı almış ki bu da size daha iyi hissettiriyor. Neyse ki şuan otomobilimiz manuel değil.

3 farklı donanım seviyesine sahip olan yeni İbiza manuel vites seçeneği Style donanım seviyesinde sadece 95 beygirlik 1.0 EcoTsi motor ile alınabiliyor. Geri kalan donanım seviyeleri ve motor seçenekleri için manuel bulunmuyor. Bu modeller DSG ile alınabiliyor. 1.0 Tsi 95 beygirlik motor, 1.0 Tsi 115 beygirlik motor ve 1.6 Tdi 95 beygirlik motor olmak üzere 3 farklı motor seçeneği de bulunuyor.

Kullanmış olduğumuz FR donanımda 17″ Alüminyum Alaşımlı Jantlar, Dönüşe Duyarlı Ön Sis Farları, LED Gündüz Sürüş Farı, LED Arka Stop Lambaları, Parlak Siyah Yan Aynalar ve  Gövde Rengi Kapı Kolları, Elektrikli – Isıtmalı Yan Aynalar, FR Tamponlar, FR Süspansiyon, Ön ve Arka Park Sensörü, Otomatik Klima, Spor FR Döşeme, SEAT Sürüş Profili (Eko, Konfor, Spor, Kişisel), Parçalı Katlanabilir Arka Koltuklar gibi donanımlar standart olarak geliyor.

115 beygirlik motor ise bu segmentte bu litrelerde bulunan en güçlü ve sportif motorlardan birisi. Güçlü olması İbiza’yı mantıklı bir otomobil haline getirirken, DSG’nin de akıcı olması bunu destekliyor. FR donanım paketi ile 115 beygirlik motoru alabiliyorsunuz zaten. 4 farklı sürüş modu bulunan İbiza’da sportif istekler hızlı cevap buluyor.

Şayet sakin kullanım da yapmak isterseniz DSG önünüzdeki TFT ekranında değişen bir rakamdan daha fazlasını hissettirmiyor. Pürüzsüz ve sonsuzmuşçasına konforlu hissettiren DSG sıkışık trafikte birazcık ısınmaya başlıyor. Bunun neticesinde de birazcık tepkileri sertleşebiliyor. Fakat belirttiğim gibi akıcı sürüşlerde vitesin geçtiğini anlamanın imkanı yok. 2000-3500 devir bandı arasında gelen 200 NM tork gücü ise alt devirlerin de ölü olmamasını sağlıyor. Böylelikle hem alt devirlerde seyretmek kolaylaşıyor hem de atiklik her daim hazır oluyor.

Yol tutuşu konusunda ise İbiza FR yeni platformun hünerlerini sergiliyor. Daha önce kullanmış olduğum yeni Polo ile oldukça yakın tepkilere sahip olan İbiza FR, virajlarda kafadan kayma eğilimlerini çok geç gösteriyor. Yüksek hızlarda stabilizesi bir B segmenti otomobilde hissettirmiyor. FR süspansiyonun birazcık daha sert oluşu ve 15 mm daha alçak oluşu yol tutuşuna olumlu yönde etki ediyor.

Yol sesi ve lastik sesi yüksek hızlarda içeriye kolay kolay girmiyor fakat rüzgar sesi birazcık gelmeye başlıyor. Yine de yalıtım konusunda bir eksiğinin olduğunu söyleyemeyiz. Sport sürüş modunda devrini hemen yüksekte tutuyor ve daha geç vites atıyor. Eco modda ise bahsettiğim gibi DSG akıllı davranıyor, çoğu sıkışık yerde 1.vites yerine 2.vites ile yürüterek 1800 devir civarına gelmeden vites değiştiriyor. 7 ileri olması ile de uzun yolda benzinli bir otomobilin yakalayacağı en iyi değerleri yakalayabiliyor. İstanbul içi sıkışık trafikte dikkat etmediğim süre zarfı içerisinde 7.6 litrelik bir tüketim değeri gösteren İbiza FR, uzun yol sürüşleri ve ortalama hızlarda 5.2 litrelere kadar düşebiliyor. Tabi bu değerlere yaz sıcaklarında full time açık olan klimayı da eklemek gerekiyor.

İbiza, B segmentindeki çoğu rakibine göre Fiesta ile arada bırakıyor. B segmenti bir otomobil alacak olsaydım eğer ilk 2 kesinlikle İbiza ve Fiesta olurdu. Bunların arasında ise marka geri bildirimleri, bakım masrafları, tüketim değerleri gibi şeyleri de hesaba katarak bir karara varırdım.

Fiyat konusunda artık bir yorum yapmıyoruz bildiğiniz üzere. Fakat İbiza FR’ın 2018 fiyatı 105.000 tl civarında görünüyordu. Son güncellemeler neticesinde ise İbiza FR 129.000 TL’lik bir fiyat etiketine sahip.

Fotoğraflar: Burak KEBAPÇI

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir