B segmentinde işler kızışırken B Crossover segmenti ise alevlenmeye devam ediyor. B segmenti boyutlarında ufak tefek bir otomobil almak isterken, iç hacminin ve bagaj hacminin büyük olması, fakat yine de şehir içinde kullanımı kolay olması, yerden yüksek olması kullanıcının ilgisini çeken detaylar haline geldi. Hal böyle olunca B crossover segmenti hatrı sayılır bir segment haline geldi. Captur ise yollarda fazlasıyla gördüğüm bir model.

 

 

Captur yerden yüksek yapısını destekleyecek tasarım detaylarına sahip. Ön ızgaranın altına yerleştirilen detaylar, büyük marka amblemi ve yakışıklı görünen farlar Captur’u önden sportif göstermeyi başarıyor. Arka kısımda ise bu heyecanı göremesem de Captur’un tasarımı bir bütün olarak karşımıza çıkıyor. Bagaj kapağının altında ise 377 litrelik bir hacim mevcut, fakat kullanışlı bagaj zemini sayesinde buraya daha sıkı eşyalar için ayrı bir göz yaratabiliyorsunuz. Ya da bu zeminden kurtularak ve arka koltukları birazcık daha ileri alarak 455 litrelik bir bagaj hacmine sahip olabiliyorsunuz. Segmenti için yeterli seviyelerde görünüyor.

 

 

Kabinde ise gerekli saklama alanı mevcut. Vites kolu çevresi, kol dayama içi, konsolun üstünde yer alan kapaklı bir saklama alanı günlük küçük eşyalarınız için yeterli alanı sunuyor. Arkada oturanlar için ise koltuk arkalarında gitar tellerini andıran iplerle oluşturulmuş koltuk arkası gözü mevcut. Sıkılırsanız bu iplere vurarak ve çekerek gitar çalabilirsiniz. (Şaka şaka.) Çekmece şeklindeki torpido ise kapaklı torpidolara nazaran alandan daha fazla tasarruf etmiş ve oldukça geniş. Peki ya içi geniş mi derseniz bence 4-5 kişilik aileler için oldukça yeterli. 4 yetişkinin de orta sürelerde rahatlıkla seyahat edebileceği yaşam alanı mevcut. Cam tavan sayesinde de içeride pek bir klostrofobik ortam olmuyor.

 

 

Konsolun orta kısımları, kapı üstleri gibi yerler yumuşak plastikle kaplı. Üst ve alt kısımlar ise birazcık sert plastiğe sahip olsa da ucuz hissettirmiyor. İşçiliğin bazı zayıf olduğu noktalar ise bence kullanışlı konsol ile tolere edilebilir. Yine de başka bir klima kumandası sistemi olmasını isterdim. Ortadaki dijital multimedya ekranı ise alt menüler hariç kullanışlı. Kabin için kişiselleştirilebilir paketler mevcut. Bunlar sayesinde içeriyi renklendirmek mümkün.

 

 

Ön arka park sensörü, Geri görüş kamerası, Led farlar, elektronik klima, 7 inçlik multimedya ekranı, katlanır ayna ve hız sabitleyici Icon donanım paketinde standart olarak bulunuyor.

 

 

Geçelim sürüşe. Captur, Clio’dan sadece 5 cm uzun ve geniş. Bu da demek oluyor ki boyutları şehir içi kullanım için pratik sayılabilir. Küçük boyutu ile ara sokaklara girip çıkarken pek zorlamıyor. Park manevraları esnasında ve sürüş esnasında da görüş açıları yeterli seviyede. Ön cam oldukça büyük ve sütunlar görüşünüzü çok fazla rahatsız etmiyor. Yan aynalar ise küçük olmasına karşın trafikte yeterli görüş açısını sunuyor. Captur genel hatları itibariyle konforlu bir otomobil. Süspansiyonları yumuşak ayarlanmış. İçeriye farklı sesler pek girmiyor. Özellikle rüzgar sesi alanında başarılı. Asfalt kalitesiz hale geldiğinde 3 haneli hızlara çıktığınızda ancak ses içeri girmeye başlıyor. Fakat buna karşılık 1.5 litrelik dizel motorun sesi birazcık içeriye geliyor.

 

 

Motora ise 90 beygirlik gücü ile bence yeterli beklentiyi sunuyor. Bu motordan ve otomobilden aşırı bir sportiflik beklemediğiniz sürece, ekonomi odaklı ayarlanmış şanzıman ile oldukça uyumlu çalışıyor. 220 NM’lik tork gücü ise istediğiniz zaman biraz nazlandıktan sonra ayaklarınız altına geliyor. Buna karşılık viraj performansında ise tipik, viraj alabilen Renault alt yapısına sahip olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Sadece yerden yüksekliği ve boyutları neticesinde ağırlık transferleri birazcık hissediliyor. Siz yine de böyle bir aile otomobiliyle viraj almaya çalışmayın fakat bilin diye bu satırlarda bu konulara yer veriyoruz. Aracın kafası tutunma isteklerine gerekli cevapları verebiliyor. Esp tabanlı sürüş ise hevesli sürüşlerinizin birazcık önüne geçecektir. Bunu belirtmekte fayda var.

 

 

Test otomobilimiz daha 300 km’de olduğu halde düşük tüketim verileri göstermeyi başardı. Rodajından dolayı birazcık yüksek bir değerle karşılaşırız diye tahmin ediyordum fakat şehir içinde sıkışık trafik ve klima açık şekilde 5.8 litrelik bir değer gösterdi. Uzun yolda ise bunu 4 litrenin altına düşürmek mümkün.

 

Captur birazcık daha genç ailelere hitap ediyor ve algıda seçicilik olduğunu hiç düşünmediğim bir şekilde sokaklarda oldukça fazla görünüyor. Göze batan, kullanışlı olmayan, ekonomik davranmayan pek bir huyu yok gibi. Sadece -ülkemiz şartlarında- test etmiş olduğumuz otomobil 170.000 TL’lik fiyat etiketine sahip ki, biz fiyat konusuna artık ne yazık ki yorum yapamıyoruz. Hurda teşviki gibi kampanyalar ile birazcık daha indirimli sahip olmak elbette mümkün. Captur 130.000 TL’den başlıyor. Dizel motor ise ilk olarak 156.000 TL’lik fiyat etiketinden başlıyor. Rakiplerine baktığınızda ise fiyat konusu yine aşağı yukarı bu durumda şekilleniyor.

 

Instagram Story Dizisine Buradan Ulaşabilirsiniz.

 

Fotoğraflar: Burak KEBAPÇI

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir