bir VAHŞET meselesi

Tır parkına çekilmiş tenteli bir hardcore otomobil. Şanzımanın sağ ağanıza tepki olarak size arkadan attığı tekmelerin v8 homurtularıyla birleşmesi kısa süre içerisinde kesik şerit çizgilerini bir bütün gibi size gösterecek. Dikiz aynasından AMG GT C’nin ürkütücü sırıtmasını görenler ise selektör atmanıza gerek kalmadan önünüzü açacak. Vahşeti 21. yüzyıl gerçekleriyle çok iyi bir şekilde harmanlayarak sunan AMG GT C’nin şasisi ve süspansiyonları dijital olarak kontrol ediliyor.

Muazzam çevikliğini ise hem neredeyse tamamı alüminyum olan gövdeden hem de düşük devirlerde bile tork canavarlığı yapan v8 motora bağlamak mümkün. Tır parkında hissedilen hava sıcaklıkları 16-17 derece civarında seyredince tenteyi açmak imkansız oluyor. AMG GT’nin vahşetinin bizi ısıtması için ise sağ ayağınıza gerekli emri vermeniz gerekiyor. 3 küsür saniye içerisinde gerçekleşen 100 km hıza ulaşma seansı ardından kafanızı tekrar omuzlarınızın hizasına çekiyorsunuz. Slow motion bir kamera yanlardan kafanızı çekse, eylemsizlik yasası ile kafanızı koltuk başlarına yapıştıran bu güce çok daha iyi tanıklık edebilirsiniz. Bir annenin karnındaki bebekten yediği tekmelerden daha farklı bir his, sırtınızdan sürekli hızlanmak için sizi tekmeleyen aksı hissetmek. Tipik bir roadster mimarisi. Uzun kaput, önde ama tüm dinamizmini ortadaymışçasına veren motor, gücü direkt olarak kıçınızın arkasına aktaran aks. Aslında Türkçe’de “arkadan itiş” diye bir tabir yok. Doğrusu “Drive” ve “Tahrik” anlamındaki kelimenin “çekiş” olarak çevrilmesi. Yani gücünü arka tekerleklere ileten otomobillere de “Arkadan Çeker” denmesi gerekiyor ama AMG GT C’ye kesinlikle arkadan iter diyesim geliyor. Çünkü güç gerçekten sizi itiyor 🙂

Bonus: Olur da zemine çapa atmak isterseniz aşağıda görmüş olduğunuz frenler bunu memnuniyetle yerine getirecektir…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir