[dropcaps type=’normal’ font_size=’65’ color=’#ed145b’ background_color=” border_color=”]G[/dropcaps]

özümüzün fazlasıyla alıştığı belki de onu eski görebileceğimiz bir otomobil ile birlikteyiz. 4. Nesli ile bizlerle olan Mondeo’ya aslında ne yeni ne de makyajlı diyebiliriz. Fakat onu bu sayfalara taşıyan şeyin motoru ve şanzımanı olduğunu söyleyebilirim. 2.0 litrelik dizel motor ve PowerShift kombinasyonu ile D segmenti kullanıcısına neler sunuyor, hep birlikte göz atalım.

 

 

2014 yılından bu yana ülkemiz sokaklarında boy gösteren Mondeo, rakipleri arasında birazcık yaşlı unvanını alıyor. Tasarım anlamında ise Mondeo’ya yaşlı olduğunu söylemek neredeyse imkansız. Çizgileri ve ön yüzü halen çok akıcı, çok çekici ve kesinlikle yakışıklı. Markanın yeni yüzünü ilk kez Mondeo’da gördüğümde fazlasıyla hoşuma gitmişti. Hatta markanın köklü modeli Mustang’de dahi bu ön yüzün kullanılması çekici olduğunu gösteren ayrıntılardan birisi. Kaputun kaslı yapısı kesinlikle bir Amerikan havası verirken, adaptif led farlar, 18 inçlik füme jantlar, sis farları, çift taraflı egzoz gibi detaylar akıcı tasarımın ana ögelerini oluşturuyor. Yine de mondeo’nun gerçekten büyük bir otomobil olduğunu unutmayın. Buna karşılık arkaya doğru gittikçe alçalan tavan çıtası da mondeo’yu akıcı bir uzunlukta göstermeyi başarıyor.

 

 

Kabine geçtiğimizde eskimeye yüz tutmuş birkaç detay göze çarpsa da Mondeo teknoloji anlamında hala sınıf standartları seviyesinde yer alıyor. çok hızlı gelişen teknolojiler sonucu multimedya ekranı bile farklı bir kulvar haline gelen bu segment otomobillerde eskimiş bir ekran görmek direkt can alıcı nokta olarak gelebiliyor fakat kullanışlılık açısından hiçbir sıkıntı yaşatmıyor.

 

 

Eşya ve saklama gözleri olarak da cömert davranan mondeo kokpiti, kaslı kaputu gören sürüş pozisyonu ile ilkel duygularınıza birazcık daha hizmet edebiliyor. Kokpite ve aracın teknolojilerine yansıyan en büyük detaylar ise tabii ki titanium paket ile geliyor. Isıtmalı ve soğutmalı ön koltuklar, geri görüş kamerası, otomatik park sistemi, çift taraflı klima, hız sabitleyici gibi özellikler konforu olumlu etkiliyor. Masajlı koltuklar ise sizi şımartacak opsiyonlar arasında yer alıyor.

 

 

Gelelim mondeo’nun aslında bu sayfalara konuk olmasının nedenine. 2.0 litrelik hayli canlı dizel motor ve powershift şanzıman kombinasyonu. 2 litrelik dizel motorun rakipleri karşısında vergi dezavantajı oluşturduğu tabii ki çok normal. Fakat tercih 2 litrelik bir dizel motordan yana kullanıldığında Mondeo iyi bir iş çıkarmış. İvmelenme konusunda gücünü yere kayıpsız aktarmayı başarabilen 2 litrelik dizel motor, powershift şanzıman ile birlikte tam anlamıyla uyumlu çalışıyor diyebiliriz. Sıkışık trafikte de uzun yol kullanımlarında da vites geçişleri bir o kadar sarsıntısız ve hissettirmeden gerçekleşiyor. 180 beygirlik 2 litrelik dizel motorun tork değeri ise tam 400 nm. Alt devirler itibariyle bu torku vermeye başladığında bu kadar büyük bir kütlenin hızlanmasına şaşırabiliyorsunuz.

 

 

Süspansiyonları ise mondeo için tam kararında ayarlanmış. Konfor için elinden geleni yaparken, yol tutuşu anlamında da bir Ford içerisinde olduğunuzu size hissettiriyor. Limitleri fazla aşmadığınız sürece bu büyüklükteki bir otomobilin yolu tutma becerisi sınıf standartlarında iyi demek mümkün. Konfor ve yol tutuşunu ise aynı anda sunmayı başarabilen tatlı sert süspansiyon sistemi sınıfı geçen bir diğer özelliği kesinlikle.

 

0-100 km hızlanma süresi 8.6 saniye. 1.5 tondan daha ağır bir kütle ve bu motorun en şaşılacak kısmı ise yakıt tüketimi. İstanbul gibi trafiği yoğun bir şehirde, şehir içi 6.8 litrelik bir tüketim değeri görmek şuan bu satırları okurken şaşırdığınız kadar beni de şaşırttı. Uzun yolda bu tüketimin daha da inebileceği aşikar. Karşılığında alınan performans ve konfor için bu değer çok düşük bir değer.

 

 

Mondeo sonuç olarak sunduğu 2 litrelik motor ile hitap ettiği kullanıcıya, kabinde birazcık daha lüks algısı verebilseydi tam not ile geçerli bir otomobil olabilirdi. Mondeo’nun rakiplerinden eksi kalır hiçbir özelliği ve donanımı yokken, sadece kabinde yaşatamadığı lüks algı ile göze çarpıyor. Ne yazık ki 236.000 tl’den başlayan bu donanım, motor ve şanzıman kombinasyonu ise müşterinin direkt olarak ön yargısını kazanıyor.

 

Fotoğraf: Alp Emre Göksel

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir