brian o’connor ayakkabısı şart!

Bu sene 26-27 Nisan tarihlerinde Mazda, sadık müşterileri ile birlikte pist günleri organizasyonu gerçekleştirdi. Bu tarihlerden önceki gün de biz basın mensuplarına özel bir pist günü yapıldı. Tabii ki bunu kaçıramazdım, çünkü işin ucunda Mx-5 var.

Etkinlikten kısaca bahsedeyim. Mazda, Mazda sahipleri ile birlikte yaptığı bu etkinlikte, kullanıcılar ister kendi Mazda otomobilleri ile isterlerse de Mx-5 ND ile İzmit Körfez pistine çıkabiliyorlar. Anlayacağınız tam bir Mazda günü gerçekleşiyor.

Etkinlik günü gelip çattığında büyük hayalimin küçük yıldızı Mx-5’i pistte kullanacağım için çok heyecanlıydım. Heyecanın verdiği etki ile birazcık geç kalmış olacağım ki TEM otoyolundaki radarı da çok aldırmadan kısa bir süre içerisinde kendimi İzmit Körfez Yarış Pisti’ne attım. Sıraya dizilmiş Mx-5’leri görünce içimden dışa doğru vuran garip bir gülümseme beliriyor, farkındayım. Tam bu esnada kontrol mekanizmam dışa çıkarak beni flycam gibi dışarıdan izliyor.

Yemekleri yedik, sohbetleri ettik, kısa bir toplantı gerçekleştirdik. İlker Halit Bolkan markanın direkt üreticileri ve mühendislerinden duyduğu yeni teknolojiler hakkında bizlere bahsetti. Markanın çok da uzak olmayan geleceği sayılan “SkyActiv-X Engine” teknolojisinin çalışma prensiplerini az çok anladık. Aslında teknolojinin ortaya çıkmasında yatan düşünce şu. Elektrikli ve hibrit otomobillerin düşündüğümüz kadar masum olmaması. Elektrikli otomobilleri hareket ettirmemiz için kullanılan elektrik halen dünyada kömür aracılığı ile üretiliyor. Buradan çıkan zararlı gazlar da neredeyse benzinli ve dizel bir otomobil kullandığınız ölçülere denk geliyormuş. Gerçekten biz de şaşırdık sayın okuyucularım hangi yakıt tipine güveneceğimizi. Bu yüzden Mazda en temel içten yanmalı benzinli motoru daha zararsız hale getirmenin peşinde. SkyActiv-X Engine bunun eseri. En basit şekilde anlatmak gerekirse “bujisiz benzinli motor” tabirini kullanabiliriz. Dizel bir motordaki gibi düşük yakıt tüketimi ve yüksek tork avantajları alarak, dizel motorda olmayan yüksek devir bandını da aynı anda sunuyor. Neyse biz günümüze dönelim.

İnci gibi art arda yerleştirilmiş Mx-5’leri birazcık izleyerek huzur bulduktan sonra piste çıkma vakti geliyor. Herhangi bir formasyon turu atmıyoruz. Tabir yerindeyse Allah ne verdiyse çıkıyoruz. İlk tur sürelerimiz tabii ki rezalet, çünkü pist içerisinde 3 bölümde slalom bulunuyor ve bunu tam olarak pistte olduğum esnada öğreniyorum. Sevgili okur, biliyorsunuz ben Mx-5 ile uzun vakitler geçirdim. Teste aldığımda gerekirse uyku uyumadım… Onu benden daha iyi tanıyan sadece onu üreten mühendislerdir! İlk eleme için ise sadece bu tur sürelerimizin alınacağını duyunca üzülüyorum. Çünkü arka düzlükteki slalomun başlangıcını sol tarafta görürken son anda sağ tarafta olduğunu görerek kafadan 3 saniyemi orada bıraktığımın burukluğu var içimde. Sonra tekrar deneme amaçlı tur atmamıza müsade edildi fakat süre tutulmadı. Olsun, hiç sorun yok. Kafamdaki Racing Line bana kaybettiğim süreleri gösterecek.

Tekrar piste çıkıyorum ve birazcık keşfetmeye oynuyorum. Slalomu kaçla geçerim, burada Heel & Toe işe yarar mı gibi şeylere bakıyorum. Yarıyor gibi. Liste geliyor ve yaklaşık 25-30 basın mensubu arkadaşımız arasından ilk 6’ya kalmışız. Finalin adı bizlerden oluşuyor. O ana kadar öyle bir hırsım ve azmim olmadı tabi, bir final yapılacağına dair bilgim bile yoktu. Madem final yapılıyor dedim ben de biraz daha az yorulmuş bir Mx-5 almayı tercih ettim. Mx-5 Cherry Top. Vişne Rengi Tenteli Mx-5. Güzellik abidesi. Akıllı bıdık. Japon estetiği. Çirkin çekiciliği.

Kaskımı aldığım gibi piste fırlıyorum. ESP tuşumuza uzunca bir süre bastıktan sonra her şey hazır. Debriyajdan dengeli bir kaldırma ve atmosferik motorun güzel tınıları ile Körfez Pistinde üstü açık bir seans. Fakat ilk anda heyecandan olsa gerek 3.vites için birazcık vites kaçırıyorum. 0.3 sn bıraktık gibi ama toparlarız. Heel & Toe’lar işime yarıyor, özellikle slalom girişlerinde. Devri eşit ve yüksek tutup aracı istediğim gibi daldırabiliyorum.  Daha çok Körfez Pistinin kendi virajlarını güzel döndüğümü hissediyorum. Pirelli virajını tamamen sol ön tekerin üzerinde döndüğümü rahatlıkla algılayabiliyorum. İlerideki sollu sağlı şikanları olabildiğince düz keserek, kerplerle ciddi ilişkilere girerek vardığım son virajda kaybettiğim zamanı kazanmak istiyorum. Yönlenme isteklerine hayranım Mx-5. Kaskın içinde dahi saçlarımı dalgalandırdığını hissediyorum Mx-5. Sen ne güzel küçücük bir oyuncaksın Mx-5. Evet anahtar kelime Mx-5. Google’a arattığınızda en çok keyword’lerin benim blogumdan çıkması tesadüf değil zaten. Kaybettiğim 0.2’lik zaman ile günün 2. en iyi süresini yapabiliyorum. Mazda Türkiye bizlere hediyelerimizi veriyor. Mx-5’leri hiç yormadığımız için onlar bize teşekkür ediyor, biz de Mx-5’leri yormamıza müsade ettikleri için onlara teşekkür ediyoruz. TEŞEKKÜR EDERİZ MAZDA TÜRKİYE. Nice Pist Günlerine!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir